13 Ekim 2024 20:11

Şile’de camdan objeler üretiyorlar!

2014 yılından beri cam işi ile uğraşan Beyhan Kalyoncu, camdan aksesuar ve obje yapımının aşamaları, kullandığı malzemeleri ve camın şekillendirme süreci hakkında bilgiler verdi.

Şile’de camdan objeler üretiyorlar!

Hayalindeki işi gerçekleştirerek cam atölyesi açan Beyhan Kalyoncu, “Cam tasarımı insanın hayal gücü ile yapılan bir iş” dedi.

2014 yılından beri cam tasarımı işi ile ilgilenen Beyhan Kalyoncu, Şile’ye ablasıyla gezmeye geldiğinde Şile’de bir cam atölyesi açma kararı alarak Şile Cam Atölyesi’ni açtığını belirtti. Kalyoncu, “Şans eseri şu an bulunduğum dükkanı gördük. Bu iş hep hayalimdi. Neden olmasın diye düşünerek bu dükkanı açtım” diye konuştu.

Ürünleri kendisinin ürettiğini söyleyen Kalyoncu, üretim sürecinde kullandığı ürünleri şu sözlerle anlattı: “Ben çubuk cam kullanıyorum. Tüpümüz ve konsantratör dediğimiz oksijen makinemiz var. Mandrel dediğimiz demir çubuklarımız var. Maşalarla şekil vermek için daha farklı objeler yaratabilmek için envanterlerimiz oluyor. Camı eritmek için ocağımız var.”

“Bu iş insanın hayal gücüne bağlı”

Ocaktan çıkan bin 400 derecelik ateşte çubuk camları erittiğini anlatan Kalyoncu, cama elle veya mandrel denilen demir çubuklarla şekil verilebileceğini ifade etti. Bu işin tamamen insanın hayal gücüne bağlı olduğunu söyleyen Kalyoncu, eritilen camı mandrellerde sararak boncuk, figür, su damlası gibi şekiller verildiğini belirtti. Mandrel kullanmadığında ise eritilen cama el yardımı ile geyik, panda gibi daha detaylı şekiller verildiği hakkında bilgiler verdi.

“Camı iyi tanımak gerekiyor”

Yapım aşamasında camı iyi tanımak gerektiğinin altını çizen Kalyoncu, borosilikat, effetre ve füzyon cam olmak üzere üç cam çeşidi olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Effetre camı eritip bir kere şekil verebilirsin. İkinciye yaptığın zaman ateş gördüğü için tuzla buz olur, patlar. Ama borosilikat camı istediğin kadar erit, tekrar şekil ver, istediğin formata sok. Füzyon cam ise çok yüksek ısılarda pişirip kaynayan bir cam.”

“Benim bile hala zorlandığım kısımlar var”

Bu işin de her iş gibi ilk aşamada zor olduğunu ifade eden Kalyoncu, zamanla ve el pratikliğiyle işin kolaylaştığını belirtti. Kalyoncu, “Ocağı açmak, alevin püskürtme seviyesini ayarlamak başta zor gelebilir. İlk etapta bir tane at yapacağım diyemezsin. Camı eritmen lazım, camın alevin ne tarafında, ne kadar eridiğini bilmen lazım. El alıştıkça bazı şeyler çok basit geliyor. Ama benim bile hala zorlandığım kısımlar var” dedi.

Cama tutkusu babasından geliyor

Cama olan tutkusunun babasıyla birlikte başladığını anlatan Kalyoncu, babasının şişe camda çalıştığını ve ablasıyla birlikte onları çalıştığı yere götürdüğünü söyledi. Kalyoncu, “Orada lav gibi camın akışını gördüğüm zaman bir rahatlama hissi geliyordu bana. Çocukken otururdum camın akışını izlerdim. Makinalardan alıp ocaklara koyuyorlardı, ocaktan çıkarıp şekil veriyorlardı. Fabrikanın önünde misket yapıyorlardı” diye konuştu.

Cam işinden önce desen dekoratörü olarak rölyefte çalışarak vazolara ve bardaklara boyalarla şekil verdiğini ifade eden Kalyoncu, sonrasında sıcak cam ile tanıştığı belirtti. Cam ile olan işini büyütmesinin tamamen şans eseri olduğunu anlatan Kalyoncu, “Beykoz’da Beykoz Belediyesi’nin bir projesi vardı. Beykoz’da cam ile ilgili kurslara katıldım. Orada dereceler aldım. Yurtdışına gidecektik ama 15 Temmuz olayı yaşandı, gidemedik. Sonra kurs hocam bizi bırakmadı. Kendi atölyesine çağırdı. Bizi bu işi yapan ustalarla tanıştırdı” dedi.

“Yapılan el emeğinin takdir görmesi çok değerli”

Sanatsever ve sanatı seven insanların olduğu yerlerde etkinlik sahiplerinin, belediyelerin bir şekilde bu işi yapanlara ulaşıp yaptıkları işi tanıttıkları zaman onların da yaptıkları işi ve kendilerini tanıttığı anlatan Kalyoncu, “Burayı açtığımızdan beri birkaç kişi geldi, nasıl yapılıyor diye bizimle konuştular, öğrenmek istediler. Yapılan el emeğinin gözükmesi, insanlar tarafından takdir görmek insanı çok mutlu ediyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Etiketler: